Önleyici Botoks, yaşlanma belirtilerini hafifletmek ve kırışıklıkların oluşumunu önlemek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi genellikle 20’li yaşların sonlarından itibaren veya 30’lu yaşların başlarında başlar ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. Botoks, Clostridium botulinum bakterisinden elde edilen bir toksindir ve kaslardaki aşırı aktiviteyi azaltarak kırışıklıkları ve ifade çizgilerini hafifletir.
Önleyici Botoks’un bilimsel temelleri oldukça sağlamdır. Botoks, kasların kontrolünde rol oynayan asetilkolin adlı bir nörotransmitterin salınımını engeller. Bu da kas aktivitesinde azalmaya ve dolayısıyla kırışıklıkların azalmasına yol açar. Dinamik kırışıklıklar dediğimiz, mimiklerden kaynaklanan çizgilerin oluşumunu engellerken, statik kırışıklıkların derinleşmesini önler.
Bu tedavi genellikle ince kırışıklıkların ve mimik izlerinin belirgin hale gelmeye başladığı kişiler için önerilir. Özellikle güneşe maruz kalmış ciltlerde veya genetik olarak kırışıklığa yatkın olanlarda etkili olabilir. Önleyici Botoks, alındaki yatay çizgiler, kaş arası çizgiler, kaz ayakları, burun üstü çizgileri ve dudak çevresi çizgileri gibi bölgelerde kullanılır.
Tedavi sırasında genellikle hafif bir rahatsızlık hissi dışında ciddi bir ağrı yaşanmaz. İşlem sonrasında ise morarma, şişlik veya kızarıklık gibi geçici yan etkiler görülebilir. Ancak bunlar genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur. Önleyici Botoks’un etkileri genellikle 3 ila 6 ay arasında sürer, bu nedenle düzenli aralıklarla tekrarlanması gerekebilir.
Önleyici Botoks’u düşünen kişilerin bir uzmanla görüşmesi önemlidir. Uzman, kişinin cilt yapısını değerlendirerek en uygun tedavi planını belirleyecektir. Tedavi öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler konusunda da uzmanınız size detaylı bilgi verecektir. Bu şekilde, Botoks’un sağladığı genç ve doğal görünümü uzun süre koruyabilirsiniz.